çeneli kız çocuğu ve annesi..bir de önde malak gibi ben..
daha önce barbie bebek ve türevleri ile ilgili düşüncelerimi anlatırken hazetmediğim çocuklara değinmiştim..biraz önce buklenin yazısını okuyunca da düşündüm...hani ben çok da seviyorum aslında çocukları..çocukluğumdan beridir hatta..çünkü güldürüyolar beni,tatlı oluyorlar,saf oluyorlar...masumlukları beni etkiliyor çoğu zaman...ve en önemli nedeni sanırım her daim oyun oynamaya hazır bir yapımın olması...o kadar seviyorum ki gerçekten..kazık kadar kız oldum,anneannem benim yaşımda 2. çocuğu yapmış 3. ye alt yapı çalişmalarına başlamış..ben hala oyun salonu falan girsem çıkmaıyorum...bilgisayar oyunu olsun,işte böle el marifeti oyunlar olsun...olsun da oyun olsun hobeley diye sekerek yürüyorum...hiç abartarak sölemiyorum bunları,gayette vaziyetim budur..ama inanın dışardan baksanız bu kızdan bunlar çıkmaz dersiniz...garip işte..neyse konumuza dönelim..insanın içindeki çocuk sevgisini buharlaştıran çocuklar..
şimdi şurda hem fikir olalım ki,aslında her ne kadar kişilikler çocukken gelişse ve kendini belli etse de bir çocuğu çekilmez yapan huyların ortaya çıkmasının büyük sorumlusu çocuğa bakan kişinin,ki bu kişi türkiye şartlarında yüzde 97 annedir(i love küsüratlı veri)
cumartesi günü denizliye gittim hemen pazar sabahı da anneannem ile ankara otobüsüne bindik...ablamın yanına gidicez,bu aralar bize ihitiyacı var ki bu konuya sonra değincem,hatırlatın..neyse önlerden yer bulamadığım için arkda kapının karşısındaki değilde bir arkdasında ki mütevazi koltuklarımıza oturduk...otobüs yolculuğunun değişmez kurallarından biride bildiğiniz üzere eğer çocuğun varsa arkaya oturursun...siz diyin 4 ben diyim 7 çocuklu aile arkka ve önümüzdeler..neyse sorun yok..korkma candan kapı gibi mp3 ün var diye telkinde bulunuyorum kendime..ama heyhaatt!!otobüsün en geveze annesi ve onun 4-5 yaşlarında ki kızı zeynep arkamızdalardı işte..yanlarına getirdikleri oyuncak çay takımıyla evcilik oynadılar..çay koyuyimm,ayy çay döküldü,hüüp bir çay daha...vs bi süre gürültü yaptılar..sonraları zeynep'in meraklı ama ne yazık ki idrakı zor bir çocuk olduğunu da anladım..anne bu?benzin istasyonu kızım...ne?benzin otobüs alıyor?..ne?otobüsün karnı acıkmış yemek yiyor...ne?otobüs mamasını yiyo şimdi...gibi bitmeyen soru çarkında kafam sürekli açılıp kapanan ve annesinin de hatta hadi aç kapa diye onayladığı o servis aparatının haraketi ile zonkluyordu..zira o aparat benim koltuğumun arkasında olmasına rağmen,nedense her insan da genel kanı tutabilidğim aparat benimdir oluyor...yolculuk bir suratsız muavin ve bir tane de kapının önünde durup öküz gibi beni süzen diğer muavinle birlikte,geçiken topkek servisinin gerginliğini anneannemle afyonda ekmek arası sucuk yiyerek atlatarak,kah uyuklayıp,kah uykusuz okuyarak,ama arkamda ki cehennem ile birlikte tam 7 saat 17 dk sürdü...ızdırap son dklarda şöle idi..anne dede?az kaldı geliyoruz...ne?birazdan gelicez?..ne?şu ışıklar varya dede orda bekliyor...ne?dede orda bizi alıcak...dede,dede baba evde dede orda...geldik dede,dede,dede,dede,dede,dede.....
şimdi burda atıp tutuyorum ama,ne zaman dayanamayıp arkama dönsem şeker bir surat görürüm ve gülümserim..asla şikayet edemem..zaten bu konuya da değiicem..içimde bir yerlerde her insan evladı gibi çirkeflik olsun istiyorum ama yok azizim...arkama dönüp "hanııımm hanımmm çocuğuna az sahip çık,ne bu çene maşallah anası gibi...piuuuvv!!" diye sölenmek istiyorum ama ben dönüp çocuğa sırıtyorum,koltukta köşe apmaca oynuyorum...ben bu eziyetleri sapına kadar hakediyorum...ama başımın ağrısı bütün gece sürdü o gün...susss!hak ettin sen hatun!!ağzını açıcaksın bundan sonra,gözler yumulcak!!çocuk,yaşlı demeden......susun laannn!!.........,
kime yalan atıyorum ki...resmen kızamıyorum...müstahak herşey azizim.
not:ikametgahımın ankara olmasından dolayı,internetim sık sık olmuycak...yazıları biriktirip biriktirip yazıcam...haberiniz ola
ya benim başıma böyle bişey gelse muhtemelen bende bişey diyemem.. kadın da haklı sonuçta çocuğu oyalamak zorunda... ama sana da yazık yaaa ayyyyy yerinde olmak istemezdim vallahi. geçmiş olsun :)
Bir benzerini de biz(otobüsçe) yaşadık.Bu yaz sonu tatilden dönüyoruz otobüsle,topkek ikramı falan da vaktinde yapıldı,ama gel gör ki abimin biri uyumaya başladığı gibi otobüs ayakta,böyle bir horlama olamaz,en önden en arkaya kadar herkes şikayetçi.
Muavin yapabileceğim birşey yok diyor,bunu gören millet kendine göre yöntemler uygulamaya başladı.Kimisi tuttu adamı sallıyor ama adamda tık yok,kimisi kafasına okumaya çalıştığı dergiyle vuruyor yine tık yok,kimisi su atıyor sonuç aynı. En sonunda muavin uyandırdı,bir uyarı yaptı ama nafile,tekrar uyumaya başlayınca herkes umudunu kesti,İstanbul'a varıp garajda bavulları almaya çalışırken adamın muavinle muhabbeti : -horrr:çok şikayet eden oldu mu ya? -muavin: O_o
Ben çok da şikayetçi olmadım aslında,mp3 çalarım yanımdaydı ve bir sebepten şehirlerarası otobüslerde çok uyuyamam zaten,bu abiyi senin çeneli kıza değişmem yani :)
aile içinde sürekli söyleniyordu,beni tanıdıkça arkadaşlarımdan da duymaya başladım..ama en çok anneannemin hafif sitemkar biçimde,gülümseyerek söylemesi benim hoşuma gidiyor....velhasıl sürekli söylene söylene adam olucak halim yoktu,eşşek sıpası oldum bende.
**KORKULU RÜYAM**
"babam alıcak ki bana o sıpayı..binicem üstüne...vurucam kırbacı! vurucam kırbacı...hehahahehahah!"
3 yorum:
AAAARRRRGGGGGGGGGHHHHHHH ben katil olurdum :)
ya benim başıma böyle bişey gelse muhtemelen bende bişey diyemem.. kadın da haklı sonuçta çocuğu oyalamak zorunda... ama sana da yazık yaaa ayyyyy yerinde olmak istemezdim vallahi. geçmiş olsun :)
çok bekletme bizi buralarda!
Bir benzerini de biz(otobüsçe) yaşadık.Bu yaz sonu tatilden dönüyoruz otobüsle,topkek ikramı falan da vaktinde yapıldı,ama gel gör ki abimin biri uyumaya başladığı gibi otobüs ayakta,böyle bir horlama olamaz,en önden en arkaya kadar herkes şikayetçi.
Muavin yapabileceğim birşey yok diyor,bunu gören millet kendine göre yöntemler uygulamaya başladı.Kimisi tuttu adamı sallıyor ama adamda tık yok,kimisi kafasına okumaya çalıştığı dergiyle vuruyor yine tık yok,kimisi su atıyor sonuç aynı. En sonunda muavin uyandırdı,bir uyarı yaptı ama nafile,tekrar uyumaya başlayınca herkes umudunu kesti,İstanbul'a varıp garajda bavulları almaya çalışırken adamın muavinle muhabbeti :
-horrr:çok şikayet eden oldu mu ya?
-muavin: O_o
Ben çok da şikayetçi olmadım aslında,mp3 çalarım yanımdaydı ve bir sebepten şehirlerarası otobüslerde çok uyuyamam zaten,bu abiyi senin çeneli kıza değişmem yani :)
ehehe..benimkinden kötüsü yok herhalde :P
bugün bir fırsatını buldum buklecim işte kaç yazı yazrasam kar benim için :D
Yorum Gönder