8 Aralık 2008 Pazartesi

bayramın ilk günü..

Hava soğuk denizlide..ben gelmişim İzmir den sıcak memleket tabi,yeni aldığım kırmızı montumu da tenimden ayırmak istemiyorum(yakışıyor diyorlarya cıvkını çıkarana kadar giyerim artık...)neyse ki ablam Ankara insanı olduğu için giymiş gelmiş kabanını...ablamın kabanını giydim ve parfümünü soluya soluya çıktım dışarı..amacım açık internet cafe bulmak..

gönderilme tarihi bugün son olan ekonometri ödevinde yapıcağım işleri yapamayıp,cumartesi günü kendini zevke ve dertlere veren ben bunları hakettim mi bilmiyorum..olan olmuştu

ve ben ödevi yapamamadım

..anneanne evinde internetin olmadığını hadi olsa bile pc'im olmadığını bile bile böyle bir gaflete düşmüştüm...yürüyorum sokakta..ilk internet cafe mi gördüm..ve kapısı açık..oley diyemeden bir baktım.."full". evet tırnak içinde full..hatta biraz da fluydu..zira sigara dumanları
boy boy çocuk ve delikanlıları görmemi zorlaştırıyordu..bir tane kız yok..daldığım gibi çıktım o dehlizin içinden,nefes aldım uzun uzun...yürüdüm..bir internet cafe daha..aynı sahne..derin nefes...en son 3. cafede bir tane boş yer buldum ve oturdum...nedir yani..bayramın ilk günü..denizli gibi imanı bol bir memleket..ama serserilerin allahı var..kardeşim bu kadar da olmaz ya..nedir yani işin internet cafe'de...bu kadar çoluk çocuk nereye gidiyoruz dostlar..memleketin en boş gençliği denizli de mi toplanmış..çok sinirlendim çok..hayır ödevi yazdım..gayet mutlu kaydettim ve kapattım..ama

aksilik olucak ya...kaydetmemiş..yok yok yok!!! baştan yazdım bütün yaptıklarımı..hayır köşede bir yerdeyim..yüüzmdeki alerji izleri ve sıfır makyajla çok bir albenimde yok üzerimde...ama ayağa kalkan uzun uzun bakıyor..cafede ki tek dişiyim..şimdi de bunları bu cafeden yazıyorum...klavyeye daha fazla dokunmak,görmek istemiyorum...iyice midem kalktı,sinirim hopladı...

bayram nasıl dersek...kilo aldığımı evde tartılarak tescillendirmiş biri olarak direk az yemekli rejimime başladım..anneannem her zaman ki gibi tatlı ama laf sokucu tavırlarıyla beni geldiğime pişamn edicek gibi duruyor ama en kötüsü ablamın canı 10 senelik sevgilisi yüzünde fena halde yandığı için evin içinde onun artık elle tutulur hale gelen negatif enerjilerine çarpa çarpa dolaşmak olsa gerek..
ama ben yine de huzurluyum,kafam rahat,keyfim yerinde..nasıl oluyor bunlar bilmiyorum ama sanırım sorunlu bir insan değilim ben..yada sorun olcak bir insan değilim..hayatımda bişeyler iyi gidiyor uzunca bir zamandan sonra ve bunu ne çevre baskısıyla,ne de toplum yargısyla bozmak istemiyorum...tek sorunum kontrol edemediğim iç engellerim..onları kaldırıcak kişi benmiyim başkası mı bilmiyorum..huzurlu,mutlu ve eğlenceli bir hayat istiyorum..doya doya yaşayabileceğim,boş geçmeyen ve mutlu...gerisi gerçekten tefarruat..
konu nerden nereye geldi vay be...böle biraz kibar tabiri ile b.ktan bir yazı oldu ama neyse bu internet cafede,bu ruh haliyle,bu bakışlar altında..benden bu kadar.

Hiç yorum yok: