3 Mayıs 2009 Pazar

unutmak,utanmak,acımak

sabah kalktım ve elektrikler kesikti,buna üzüldüm kısa bir süre için çünkü kahvaltı yaparken televizyon seyretmeyi çok seviyorum..kahvaltımı hazırlarken elektrikler geldi ve ben çocuklar gibi şenlendim hemen..uzun bir kahvaltı,aylak aylak yaşanılan bir dizi saatten sonra,günlerdir yazmayı düşündüğüm bu yazıyı artık yazıyim düşüncesiyle,sorumluluk sahibi bir insanın tavrıyla bilgisayarımı açtım yeşil çayımı yudumlarken..ekrana bakarken bir anda gerçeği farkettim..günlerdir aklımda olduğunu sandığım şeyi aslında hiç düşünmüyordum..hatta çok açık bir şekilde itiraf ediyorum,münevverin haberini bir kez duyduktan sonra,o vahşeti,o aklımı başımdan alan, kanımı donduran haberi bir kez duyduktan sonra ne bir daha haberini izledim,ne de okudum..televizyonda münevverin fotoğrafı ile her karşılaşımda çevirdim kanalı..bir kaç gün önce bana "yazar mısın?" diye sorduklarında aklıma sadece dehşet verici cinayetin her kez tarafından tekrarlanan kilit sözcükleri geldi..kesilen baş,bavul,çöp konteynırı..2 ay oldu ve ben her şeyi unutmuştum bilinçli bir şekilde..yo yo,ben bu ruh haliyle yazmıyorum şu anda..tam 2,5 saattir gazete haberlerini,röpörtajları hatta youtube'dan münevverin fotoğraflarını inceliyorum..artık birşeyler yazıcak kadar konuya hakim,bilgili ve doluyum..fakat münevverin talihsizliğinden,caninin vahşiliğinden,adaletin yoksunluğundan bahsetmiycem bu yazıda...
bu gereksiz ayrıntıları neden mi verdim?..bir şeyi açıklağa kavuşturmak için..amacımızı sorgulamak için..unutmamaya çalişmak..ama şu dünyayı yaşanır kılan tek şey unutmak değil mi?..unutkanlığın Tanrı'nın bir lütfu olduğunu düşünüyorum..ya da bir özürü bize karşı..bu dünyada insanoğlu için kaldırılması imkansız acılar yaşanıyor ve bir çoğunu insanlar kendi kendilerine yapıyor..geri kalan kısım Tanrı'nın başının altından çıkma...ama insanoğlunu yaratıp başı boş bırakan da kendisi zaten..acıları unutturmak Tanrının akıl alır tek olayı belki de..unutulduğu zaman anlamsızlaşan insan değil adalettir,bu yüzden adaletin hep aynı yerde,eşitlik rafında kalması gerek..
utanılacak şey ise bir kızın erkek arkadaşıın evine gitmesi değildir..hatta cinsellikte değildir..adaletin yerini bulmadığı yüzlerce davanın bulunduğu bir ülkede "unutmak" gibi bir insani duyguyu yaşadığım için bilgisayarımın monitörüne, kendi yansımama küfretmektir..bu suçluluk duygusunu bana yaşatmak utanılacak birşeydir..unutmamamız gereken olayların olması utanılacak bişeydir..
empati yapıp kendimi tek tek koydum kişilerin yerine evet...münevverin ailesi olduğumda şaşırdığım bir duygu ölüm duygusuyla başa başa gidiyor hatta bazen bastırıyordu...kızım öldürülmüştü..ama bıçaklanıp kaçılmamıştı,ya da bir yere gömülmemişti..parçalanıp bir çöp konteynırına atılmıştı..çöp gibi..bu duyguyu kelimelerle nasıl anlatırım bilmiyorum..değersiz görüp öldürdüğün bir insana yapabileceğin en büyük hakaret bu sanırım..bir yumurta kabuğu gibi,boş bir cola şişesi gibi..9 yaşında yurtdışına bir anda gönderilen bir çocuk sanırım bunlardan daha fazla değerli hissedebilir kendini..ama o değer de sadece para ve güç olur..katilin vahşet anlarında kendimi onun yerine koyamadığım gibi,babasının yerine de koyamıyorum..ben anlıyorum ki babası benimle o kadar zıt,o kadar farklı ki...ha bir de celalattin var kendimi yerine koyamadığım..çok yanlış fikirlerle çok yanlış karakterlerde olsan bile,açık açık kötü bir insan olsan bile bence biraz zeka taşıyıp susmayı bilmelisin..bu kadar kendilerini belli eden insanlar oldukları için empati yapmaya çalişan tarafım acıyor hep hallerine...
acınılacak şey bu değil tabi ki..acınılacak şey her boktan olayın kadınların başına patlaması.. kadın olduğum için evimin bulunduğu sokağa girerken başımı dahi kaldıramamam,laf atmaları duymamazlıktan gelmek zorunda kalmam..erkeklerin sahip olmayı beceremedikleri bir sıfatı bacaklarımın arasında bana taşıtmalarına, kafam kesilip çöpe atılsa bile engel olamayacağımı bilerek yaşamam..böle olmasını isteyen sürülerce insanın arasında,onlar tarafından yönetilerek,onlara borçlanarak ve belki ilerde kendi kızımı onlarla başbaşa bırakarak gitmek zorunda kalacağımı bilerek..yaşamam..işte acınılacak şey de bu..

münevver öldü,katil kaçtı,celalettin konuştu..
fiilerden bahsetmenin bir anlamı yoktu..

ölümsüz olan hissettirdikleridir..

http://munevver-karabulut.blogspot.com/

11 yorum:

victoria dedi ki...

içimde kalmasın, çok hoş yazmışsın moral bozukluğu yaratsa da :/

eşşek sıpası dedi ki...

teşekkür ederim victoria.

ZIBBIDI dedi ki...

Bir cümle warki yazının mükemmeliyetine gölge düşürdü kanımca..

"Acıları unutturmak Tanrının akıl alır tek olayı belki de.."


İlk okuduğumda çok olumsuzdum, böyle bir cümle nasıl kurulur diye,sonra yumuşadım sanırım anlatmak istediğin benim anladığım olmayabilir diye düşündüm.Rica etsem biraz açarmısın bu cümleyi..

bi dost dedi ki...

konunun aslı bu cümle olmasa da, ona ben de takıldım..

şöyle bi bakarsak şunu görürüz, bu dünyada iğrenç olan kötü olan ne varsa insan işidir.. bunun suçlusu bizi başıboş bırakan Allah değildir ama.. çünkü O bunların hesabını zaten soracak, yani eğer münevver öldüğüyle kalsaydı, yok olsaydı taş toprak olsaydı Allah'ı suçlama hakkımız olurdu belki.. ama öyle değil işte..

unutmak, yaşayabilmek için hakikaten önemli bir lütuf..

bir de canım benim, demişsin ya, utanılacak şey bi kızın erkek arkadaşının evine gitmesi değildir, filan.. bunun hükmü hakkında konuşmıycam elbette, çünkü yargı makamı ben değilim, hiç bi insan da değil ya! insanlar anlamıyo bunu.. kaç kişiyle konuşmaya çalıştım bu konu açıldığında, diyolar ki orda ne işi varmış onun da.. bize ne ya bize ne? anlamıyolar..

eşşek sıpası dedi ki...

@Zıbbıdı
Hayata ve Tanrı'nın amacına aklı eren bir insanoğlu var mı?neden bizi yarattı?neden bu dünyadayız?yani sadece öteki hayatta yaptıklarımızdan sorumlu tutulucağımızı bilmek,Tanrının bizi yaratmasında ki nedeni ortaya koymuoyor..biz bu hayattaki amacımızı biliyoruz..ama hayatın niye var olduğunu bilmiyoruz..belki de tanrının akıl alır tek işi derken,tabi ki sadece tek bu var demek istemedim..ama en azından "unutmak" gibi bir olgu yaratırken bizlerin bişeylere katlanabilmemiz için yaptığına akıl erdirebiliyorum..biraz düşünürsenin sanki iyiliğin ve kötülüğün var olma sebepleri bile bu kadar kolay açıklanamıyor..ama unutmanın tek bir sebebi labilir,hayatı yaşanır kılmak..kısacası Tanrı'nın işlerine akıl sır erdirememek kötü manada kullanılan bir söz değildi zıbbıdıcım :)

@bi dost
İlerde sorucağı hesapların yükümlülüğünü sadece bize vericek Tanrı..o yüzden bu dünyada yaptıklarımızdan sadece kendimiz sorumlu tutulucaz..başı boş olmasak,Tanrının yönettiği bir hayatta yaşasak,öbür dünyada ki adalete inancımız sarsılır bence..Tanrı adaleti sağlıycak, birazını bu dünyada yaşamlarımıza hafifçe dokunarakta yapıyor olabilir..ama seçme özgürlüğünün insana ait olduğu bir dünya başı boş bir dünyadır..değilse eğer ben bu savaşları,bu vahşetleri açıklayamıyorum..tanrının verdiğini bir insan alabiliyorsa,Tanrı kullarını başı boş bırakıyor demektir..daha sonra vericeği cezalar ya da lütuflar yapılanlardan sonraki ceza ve ödüller sadece..uauzn süre yazmayınca yorumlara cevaplrım bile post büyüklüğünde olmaya başladı sanki dimi :P

ZIBBIDI dedi ki...

Benim ilk anladığım gibi kurmuşşun cümleyi.

Tanrının bizi yaratmasında ki nedeni ortaya koymuoyor..biz bu hayattaki amacımızı biliyoruz..demişsin..

Bu hayatta ki en önemli amacımız uzun yıllar önce söylendi..

Zariyat süresi 56.ayet"Ben insanları ve cinleri,ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım."

Bunun üzerine söylenecek söz yok bence ama hala ben nedenleri sorgulayacağım diyorsan önce gözlerini açıp çevrendeki yada sadece kendindeki mükemmelliğe UZAKTAN DEĞİL YAKINDAN bakmanı öneririm.


hayat niye war buda güzel bir sorun,birileri seni sınava sokup başarılı olunca kıytırık bir diploma ile ödüllendiriyorsa,Allah ta seni yaşadığın hayat ile sınawa tabi tutuyor.Hayat dediğin şu kısacık olayda O'nun istedikleri yerine getirirsen,sana kısa değil sonsuz we mükemmel kawramının çok basit kalacağı bi yaşamla ödüllendirileceksin.

Tek kabullenmemiz gereken bu dünyada misafir olduğumuz ewsahibine hakettiği gibi dawranmamız gerektiğidir..


Çok uzadı biliyorum kusura bakma..

lemur dedi ki...

kızın ne işi varmış orda..belki sevgilisiyle gözlerden uzak huzurlu bir kaç saat geçirmeye gitmiştir..iki sevgilinin başbaşa vakit geçirmek istemesinden daha doğal ne olabilir.aseksüellik bir yaşam biçimi ve tercihse cinselliğini yaşamakta bir tercihtir ve bundan bize ne.iki kızım var ve gelecek lerini düşündükçe zavallı kızlarım diyorum....

bi dost dedi ki...

bebişim yanlış anlamışsın bi cümlemi sanırım..

"şöyle bi bakarsak şunu görürüz, bu dünyada iğrenç olan kötü olan ne varsa insan işidir.. bunun suçlusu bizi başıboş bırakan Allah değildir ama.."

bizi başıboş bırakmamıştır gibi bi anlamı yok bunun, "bizi başıboş bırakan Allah" derken, sıfat tamlaması yaptıydım :P yani aynı şeyi söylüyoruz, Allah -bi yere kadar- bizim irademize bırakmış hayatı, ve bunlar bizim seçimimiz. O'nun izni dairesinde yaşıyoruz evet, ama kendi tercihlerimizle.

aynı şeyi söylyoruz yani:)

eşşek sıpası dedi ki...

@zıbbıdı
canım öncelikle uzadığı için özür dilemn gereksiz yorumlarda bulunman, kendi fikirlerini söylemen benim için çok önemli ve çok teşekkür ediyorum bunun için sana..Tanrı'nın bizi sadece ona kulluk edelim diye yaratmış olması cevabı beni çok tatmin etmiyor..eminin ne kadar düşünsem cevabını bulamıyacağım bu cevap sadece Tanrıda gizli ve sadece o biliyor..bunu bize açık açık sölediğini hiç sanmıyorum çünkü bu insanlık var olduğundan beri ortada olan bir soru..kulluk etmek öteki hayat için bir amacımız ama Tanrı'nın bunu neden yaptığını bilmiyoruz,bilemeyizde..demek istediğim buydu..

@lemur
benim çocuğum yok lemur ama seni çok iyi anladığımı yazımdan anlamışsındır zaten..

@bi dost
sen de turşu sirkeyle olur diyon yani :D desene baştan :P

eşşek sıpası dedi ki...

@zıbbıdı
üstteki yorumda gereksiz kelimesinden sonra nokta var :D

yanlış anlaşılma olmasın diye

ZIBBIDI dedi ki...

:D