25 Ocak 2012 Çarşamba

Bence hayat gelmesin abi

Bu bloga başladığım zaman herkes gibi nacizane mal bir üniversite öğrencisiydim efendim. Hani hayatın bir türlü seni çekemediği çocukluk yıllarından sonra, küskün ergenliğini lisede geçirirsin ve sonra hayat sana burası kastı artık gel başka yere geçelim der ama o yer tam olarak neresi tarif etmez ve sen de adres sormak insanlık iç güdülerime hakarettir düsturu ile 2. vitese takıp "1. dönemin harcı peşin + kaparo" üniversitelerinin birinde "yaşadığım ülkede geçerli bir meslek okumalıyım" bölümlerinden birine girersin. Orada senin gibi hayat tarafından ekilmiş bir grup insanla hayata küfrede küfrede kafelere gidersin, dersi kırarsın, bira içersin. Yıllar geçtikçe o insanlara bir şeyler olur, herkes sonunda hayatla deliler gibi sevişecekmiş gibi büyümenin derdine düşer. Büyümek çocukken izin verilmeyen şeyleri yapabilmek iken, gençliğinde insanların gösterdiği kapılardan geçmek, başarı basamaklarını tırmanmak, takım elbise giyip fön çektirmektir artık. İşsizlik diye adlandırılan pezevengin orospusu olmuşsundur. Girersin sen de o sınavlara, bir sene önce hayatta işim olmaz dediğin bankanın cevap kağıdına dalmıştır gözün, yanında eşantiyon anahtarlığın, nasıl düştüm ben bu yola dersin. İş arama sitelerinden, cv'lerden bahseder herkes. Hangi sınav hangi tarihte, başvurusu ne zaman, mülakatı ne zaman gibi soruların cevabını barındıran" sınav guide" arkadaşların arar haftada bir seni. Herkes çok heveslidir topuklu ayakkabı ile mermer yerlerde yürümeye, slim fit ceketler içinde incecik kıravatlar takmaya. Hayat herkesi arayıp nerede olduğunu söylemişte özellikle senin gelmeni istememiş gibi boktan bir psikolojiye girersin. Daha ne kadar dibi görebilirim derken sevgilin aldatır seni. Kaldın mı tek başına, kaldın.
Şimdi git bi iki elini yüzünü yıka, otur, sevdiğin çizgi filmi aç gecenin bir yarısı, abur cubur ye, sonra yat. Sabah kalktığında şunu bil, sen aslında büyüdün sadece bunu göstermek için değişmene gerek yok. Sen yemene izin verilen o tek çeşit şekerlemeyi elinin tersi ile iten yürekli bir çocuksun. Sen şekerleme kabına uzanabilmek için büyüdüğünü bilen ve şimdi kimsenin sana çocuk muamelesi yapmasına tahammülü olmayan olgun bir yetişkinsin.

İşte bu yüzden bil ki, hayat seni ekmedi canım benim, o seni sadece çekemedi.

Hiç yorum yok: